"Ahmet Amca onlar maaraya saklad. Dier sa kalanlarla orada bulutular. Komu köyün insanlaryla. Gökten mermiler o zaman yad. Kimisi maarada kalmay tercih etti, kimisi yürümeyi, devam etmeyi. Hayatta kalanlar bir tren istasyonuna kadar gidebildi; istasyonsa baka yollar demekti. Uzun, çok uzun sürdü yolculuk. Nedense aklnda en çok o sar vaak kald. Belki bu yüzden, sonraki hayat o kedi benzeri vaan ona çizdii yol oldu. Hem var, hem yok. Benim dedemdi o. Ne tuhaf deil mi, hayatn hiçbir kitap yazmad."
"Gerçek yorar insan. Yalandan beslenenleri urkutmemek lazm! Yalan, bu dunyada gerçein kendisinden daha hukumludur," diyor Funda'nn dedesi Sami Bey. Her ey, istenilen "çerçevede" cevaplanmam bir snav sorusuyla balyor ve umulmadk bir anda beliren bir suç üphesi, ortal
bir günde birbirine katyor. Funda, içinde yaad tüm bu okul, aile ve kimlik cenderesinden bir çk
yolu ararken, sessizce es geçilmeye çallm bir geçmiin silik ayak izlerini takip ediyor. Bu yol, izlenme rekorlar kran bir televizyon programnn AVM'den bozma stüdyosuyla kesitiindeyse, bellein zamansz ve kuralsz oyunlar balyor.
Unutturulmak istenmi gerçekler, medya uyuturucusunda çözünmeye braklm aclar... Bazen tatsz bir oyun, bu saklambaç. Hele ki senden istenen, hafzan susturmansa. Müge plikçi, resmi söylemlerin kaln perdesiyle ihlal edilen gerçeklerin izini sürerken, birbiriyle kavgal iki dönemin arasna srad bir bellek koridoru açyor.