Klasik anlamda egemenlik, iktidarn mutlak, bölünmez ve tek olan yetkisi olarak tanmlanmaktadr. Bu anlam, küreselleme süreciyle birlikte deiime uramtr. Kimileri bu deiimi egemenliin kstlanmas olarak alglarken, kimileri egemenliin niteliinin deitiini, bu deiimin de egemenlik alanlarn genilettiini düünmektedir. Artk, ulus-devletlerin egemenliini paylaan uluslararas ve uluslarüstü kurulular yeni dünya düzenini ekillendirmekte, bu yeni düzeninin bir aktörü olmaktadr.
Avrupa Birlii (AB), küresellemenin bir ürünü olarak ve küresellemeye meydan okumak için kurulan uluslarüstü bir oluumdur. Avrupa devletleri, Avrupa ktasnda savan bir daha yaanmasn önlemek, ktada sürekli bir bar ortam salamak ve vatandalarnn refah düzeyini arttrmak için çözüm yolunun tek bana hareket etmek yerine aralarnda bir birlik oluturmak olduuna inanmlardr. Bugün, ekonomik bütünlemesini tamamlayp siyasi bütünleme yolunda ilerleyen Birlik, bütünlemenin tamamland alanlarda, üye devletlerin egemenlik yetkilerinin tamamn ya da bir bölümünü Birlik organlarna aktarmasn zorunlu klmtr. AB ile bütünleme sürecinde olan Türkiye, üyelik halinde, Birliin ileyiini biçimlendiren bu yeni egemenlik anlaynn yansmalarndan etkilenecektir. Bu balamda, Anayasas'nda egemenliin sahibinin kaytsz artsz Türk milleti olduu ifadesine yer veren Türkiye'nin anayasal deiiklikler yapmas, yasama, yürütme, yarg yetkilerinin kullanmnda yeni düzenlemelere tabi olmas, kurumsal anlamda sivil toplumun daha çok yönetime katld yeniden yaplanmaya gitmesi gerekecektir.
Bu çalmada, egemenlik kavram çerçevesinde AB ve Türkiye uygulamalar karlatrlarak ve AB-Türkiye ilikilerinde hassas olan konulara deinerek Türkiye'nin AB'ye üyelii halinde, egemenlik anlaynda meydana gelecek bu deiimler ortaya konmaya çallmtr.