Zeytin, incir, üzüm... Hele zeytin. Sonra göçmen ürünler: limon, mandalina ve portakal... Defneyi, fesleeni, ot çeitlerini saymyorum bile. Üstüne masmavi güneli bir gökyüzüyle çivit rengi bir deniz. Hogörü ve ölümüne sevdalar. Yoksulluk ve yoksulluun yan sra Akdeniz zenginliinden kolasyca pay almak isteyenlerin kkrtt savalar. Binlerce yllk uygarlklarn ykntlaryla, dünyaya egemen olan dinlerin beii olmak da car Akdenizlilikte. Peki bütün bunlarn yansmas nedir edebiyata? Dillerin çeitliliinin, inançlarn renklerinin corafyada birbirleriyle uyum içinde yer almas da, komuusuyla kan davas gütmek de doal. Hem bartan yana hem öfkesi burnunda halklar... Bu bölgesel bir karakter özellii deil bence. Suç yokullukta. Bunca zenginliin ortasnda çartesiz yaamakta. Edebiyat bunu yanstyor elbette.