Hep söylerim "söz gider yaz kalr". Yazmak hele hele Türkiye'nin sorunlar hakknda yazmak bu konuda cumhuriyete sahip çkma duyarllna sahip insanlarla birlikte evrensellie açlan ulvi bir mekana konuk olmaya benzemekte. Hele benim gibi, yllarca bürokrat ve iadam olarak çalan biri için müthi bir olay. Neden derseniz, hep suyun öteki tarafndaydm. Hep okuyup okuyup, yorumlar yapardm. Hatta notlar çkarp, çeitli konu balklar altndaki dosyalarda biriktirirdim. Gazeteler, dergiler, netten çkt alnm yüzlerce üzeri çizilmi ve notlar alnm sayfalar. imdi bende yazar oldum. Yazar oldum dememe bakmayn adm yazar, ben ancak bir çrak olurum. Uzun soluklu olup, pierim elbet. Gerçekten de baka bir hususun bana bu kadar keyif verebileceini sanmyorum. hallah mahcup olmam. Çünkü benim sevgili ülkem Türkiyem var, eski bir bürokrat ve yeni bir siyasetçi ve akademisyen aday olarak sorumluluklarm var. Her Türk gibi Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini koruma ve yükseltmeye inancm var. Bu ülkenin fakir, umut arayan, hep temiz, hep sevecen ve hep marur insanlarna kar bir borcum var.
Siyaset, bu ii profesyonelce yapan insanlar için gerçekten inanlmaz zahmetli bir itir. Çünkü kayglarnz vardr. Çünkü takip etmeniz gereken yüzlerce konu vardr. Okumanz gerekir. yi bir siyasetçi vaktinin % 90'nn okumakla, geri kalann da, fikir üretmekle geçirmelidir. Bizde ise dedikodu ve konuma arlkl bir siyaset anlay vardr. Kimse yazmaz, çözüme yönelik bir eyler söylemez. Düünün meclise haftada 50.000 ziyaretçi gelmekte. Ve gelenlerin % 90'n da maalesef tayin, i, terfi yada i takipçiliini amaçlamaktadr. Mecliste ekonomiden sorumlu grup uzman olarak görev yaparken bir sorun hakknda dosya hazrlayp, hiçbir çkar gözetmeksizin vekillere yada bakanlara sunmaya gelen çok az vatanda gördüm. Bu nedenlerle, kasaba politikacs yada pikin bir siyasetçi gibi sadece günceli bilip, kahve az ile konuanlar hele hele bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar hiç sevemedim. Gazete tirajlarnn dahi 6 milyonu geçemedii 77 milyonluk bir ülkede yaamaktayz. A-politik, a-sosyal, üretmemeye alm bir düzenimiz var. Toplum mühendislii nedir? Kanaat önderlii nedir? Hiçbir hususla ilgilenmeyen bir gençliimiz bulunmakta. Ayrca dinlemeyi de hiç bilmiyoruz. Baka fikirlere, farkl düünce gruplarna ait yaynlara tahammülümüz bile yok. Oysa bilgi ancak çok çeitli kanallarla gelen muhteviyata göre ekillenir ve deer kazanr.