"Ben sana ne diyebilirim ki Aram? imdiye kadar yoktu böyle eyler, gavurmu, Müslüman'm Güne hepimizin üstüne doard. Seher yeli hepimizin yeliydi. Yamurlar, karlar hepimizin üstüne yaard; sana ayr, bana ayr yamazd gökten. Seçmezdi gavura az yaaym, Müslüman'a çok yaaym diye. Bereket, kuraklk, yoksulluk hepimiz için deil miydi? Ne oldu da birbirimize düürdüler bizi böyle Aram?
" Elinizde tuttuunuz bu roman, 1915 Tehcir Kanunu'yla Haçin'den sürgüne gidenlerden bir ksmnn 1918'de yeniden Haçin'e dönmelerini ve döndükten sonra yaadklarn hüzünlü ve tarafsz bir dille anlatmaktadr. Hem gelenler, hem de orada kalanlar için hayat çok farkllamtr artk. Sürgünün ac dili, artk baka eyler söylemektedir doduklar topraklarda. Bu döneme dair bilinen ve bilinmeyen olaylarn örgüsü içinde Ermenilerin ve Türklerin bin yllk kardelik duygusu, ne acdr ki tarihin terazisinde dilini deitirmitir.
Ayn topra paylaan, ayn havay soluyup, ayn eyleri yiyip içen iki halk birbirlerine düman kesilmi, yaanan ortak aclar iki halk birbirinden ayrm ve etkisi günümüzde de devam eden olaylarn tohumlarn atmtr. Bu kitap, Türkler ve Ermeniler arasnda yaanan olaylar her iki taraf da ne överek ne de yererek tarafsz bir bak açsyla siz okurlarmza sunmaktadr. Yaanlanlar, gelecekte k olsun diye