Karanlktan, yüzünü kamçlayan kar ve rüzgârdan, dizlerine sçrayan çamurdan ve duyduu seslerden korkuyordu. Açl, sska kardelerinin korkunç gözlerini, yorgunluunu unutmutu. Bir an evvel varmak, ocakta küllenen bir odun parçasyla aydnlanan toprak dama girmek ve bir köede saklanmak istiyordu. Ne yatmak, ne dinlenmek, sadece bir dört duvar arasnda bulunmak... Bu geni karanlktan, bu seslerden kaçmak...
Sabahattin Ali öykülerinde kendi dönemi içinde zamansz olan buluyor, yerel olandan evrensele ulayor. Habercilikle masalcl, anyla efsaneyi, bir gözlemcinin tarafszlyla kssadan hisseler anlatan bir çnar alt meddahnn dilini birbirine harmanlyor.