'Gri', tuhaf biçimde Ankara'ya mal edilmitir. Renkten çok bir kliedir ve Ankara'y 'sevmeyen' ya da tanmayan baz insanlar için bu durum Adorno'dan esinle söylenirse bir tür 'stereopati'ye dönümütür. Bir yerin asl renklerini görmek için 'dokunma' duyusu da iyi çalmaldr. Bu duyuyu aktif klan da çevredir. Önce dardr bu 'çevre', çok zaman belirli bir 'kuytu'dan balar, giderek geniler, birbirine eklenen irili ufakl halkalarla. Sonra o yerin baka 'kuytu'lar kefedilir ki artk 'oral' olunmutur. Kimi mutlu klar kimi mutsuz; ama eklendii halkalar insan o güçlü zincire dâhil etmitir artk. Ve artk 'scak' bir bellek oluacaktr; ister 'yuva sca', ister 'ak sca', ister kimi sanatçnn içinde bir türlü soumayan o 'gurbet' Ankara'ya hep o 'gri' klie ile bakanlar, airlerini bilmiyordur; ehri okuyamamtr; üniversitelerini, her biri nice hatrayla dolu parklarn görmemi, sanatçlarn dinlememi, izlememitir.
Aydn Afacan
Ankara biraz da "Yürümek" demektir. Kitaptaki tanklklar okurken siz de fark edeceksiniz, Ankara'da yürümek dostluklar kurmak, aka dümek, eylem planlamak, politik tavr gelitirmek, hasl kendini ina etmektir bu ehirden yolu geçen çou kii için. Öte yandan birbirini görmenin, bulmann daha kolay olduu, dostluun adeta folklorik bir özellik haline geldii Ankara'nn, bürokrasiye evlatlk verilmi, benzi soluk, boynu bükük bir çocuk olarak alglansa da, memleketin kültürel sermayesinin biriktii bir hazine sand olduunu, bu kitapta okuyacanz ehre dair kiisel tanklklardan çkarmak mümkün.
Funda enol Cantek
Sevgi Soysal'n Elâ's, Kavakldere'den Kzlay'a, "hiçbir ey istemeyeceim, gel," diyebilecei birini özleyerek yürür. Erdal Öz ve Turgut Uyar, ilk msralarn, ilk cümlelerin heyecanyla Güvenpark'tan geçerler. Sergi Kitabevi, Tahan, Mülkiyeliler Birlii Lokali Ve airler Bulvar pastanelerinden, "birer yazl sevime gibi" mektuplar yazarlar Yüzünde ne zaman öleceini bilen birinin hüznünü tayan Metin Altok, Begül'ün güz bahçelerinde sigarasn içer. "Denizleri de yarm kalmtr" Ankara'nn ve Tarihî Gar'n önünden bamz öne emeden geçmek artk mümkün deildir. Öte yandan Füruzan'n Emine Semra Kozlu'sunun, yürürken babasna anlatt devrimci ihtimâllerdir Ankara; yâhut "kar altndaki" varolardan yükselen, Gülten Akn'n Seyran'ndaki gibi bir proletarya destan belki de.
Evet, Ankara bir bellek mekândr. Bu yüzden de onu anlamak için hatrlamak gerekir.